Türk dış politikası açısından Afrika önemli bir yere sahiptir. Türkiye'nin Afrika'ya yönelik dış politikası, Türk dış politikasında en yeni gelişmelerden biridir. Günümüzde Türkiye'nin Afrika'yla olan ilişkilerinin bir bütün olarak arzu edilenden daha az olmasına rağmen, mümkün olan tüm alanlarda Türkiye ve Afrika ile olan etkileşimi teşvik etmenin gerekliliği konusunda genel bir eğilim ve güçlü bir his vardır. Hazar (2000)
Afrika ülkeleri, beşeri gelişiminin her boyutunda, eğitim, sağlık ve gelir gibi birçok alanda ilerleme gösterdi. Bu ilerlemelere rağmen, insan gelişimi seviyeleri başka ülkeler ile kıyasla düşük kalmaktadır. Toplumsal kurumlardaki ve uygulamalardaki cinsiyet eşitsizliği ve ayrımcılığın yüksek seviyeleri, daha iyi insan gelişimi sonuçlarına yönelik ilerlemeyi baltalamaktadır. Dolayısıyla, bu kazanımları hızlandırmak ve sürdürmek için yeni politikalar ve yatırımlar gerekmektedir. (African Economic Outlook 2015)Türkiye bu gibi problemlerin bilincinde olan bir ülkedir. Öte yandan gelecek yarım asırda iktisadi anlamda Afrika ülkelerinde büyük bir ilerleme görüleceği Afrika Kalkınma Bankası verilerince ifade edildi. Ayrıca kıtadaki orta sınıfın güçleneceği, sosyal hayatın olumlu yönde gelişeceği de belirtildi. Mevcut gelişmeler doğrultusunda Afrika kıtasının bugününden daha parlak bir geleceğe sahip olacağını söylemek mümkündür. Bu gibi gelişmeler Afrika ile ilişkileri Osmanlı dönemine dayanan Türkiye’nin, bir Osmanlı rüyası olan Afrika’ya egemen olma yolunda emin adımlar atmasına neden oldu ve Türkler Afrika'da ticaret ve nüfuz için yeni hırslara sahip oldu. (www.economist.com/node/15772860; access; 15.11.2017)Böylelikle Türkiye 1998 yılında Afrika’ya tekrar yöneldi. Türkiye’nin Afrika’ya yönelik ekonomik, kültürel ve insani boyutta bir politika izlemesi, karşılıklı saygı temelini oluşturmak isteyen Türkiye ile Afrika arasındaki ilişkileri geliştirdi. Karşılıklı fayda biliciyle hareket eden Türkiye kazan-kazan politikası ile çok boyutlu bir politikayı hedefledi. İki ülke arasındaki mevcut İlişkilerde devrim niteliğinde dönüşümler gerçekleşti. Bilhassa, 2002 yılından günümüze kadar Türkiye Afrika'ya açılımını daha da geliştirmek ve ilerletmek adına çok yönlü unsurlara başvurdu. İnsani ve kalkınma yardımların arttırılmasına, ticaretin geliştirilmesine yönelik cömert adımların atılması bu çok yönlü unsurların ana dayanak noktasını oluşturdu. Türk dış politikasındaki bu ciddi değişmeler sayesinde artık Türkiye için Afrika, daha önemli bir kıta haline gelerek ihmal edilemeyen bölgeler arasında yer aldı. Türk dış politikasının bu yeni Afrika yönelimini diğerlerinden farklı ve eşsiz kılan boyut, Türk toplumunda yeni ve birleşmiş bir Afrika imajı oluşturmayı ve yukarıda belirtilen iki Afrika algısını aşmayı amaçlıyor olmasıdır. Özkan (2002)
Bu çalışmada, Türk dış politikasında Afrika perspektifinden bakılarak Türkiye’nin son dönemdeki dış ticaretinin ne yönde olduğunu, Afrika ile ilişkilerin hangi seviyede seyir gösterdiğini vurgulanacaktır. Türkiye ile Afrika arasındaki ilişkilerin daha da geliştirilmesine yönelik önlemlere değinecek ve iki ülke arasındaki ilişkilere yol gösterici olacak politika ve önerilere de yer verilecektir. Ayrıca bu çalışma Afrika kıtasının farklı bölgelerinde yer alan ülkelerde Türkiye’ye dönük Afrikalı halkların algısına da yer vererek Türkiye’nin Afrika'da daima bir ilgi ve bağlantıya sahip olduğunu da gösterecektir.
Anahtar Kelimeler: Afrika,Dış Ticaret, Dış İlişkiler, Kaynak Laneti,
|