Planlama kavramı, kalkınmanın anahtar kavramı olarak, özellikle İkinci Dünya Savaşından sonra kullanılmaya başlanmıştır. Ülkemizde de planlı kalkınmanın, 1961 Anayasası ile devlet ödevi haline gelmesinin ve bu amaçla merkezi bir planlama örgütünün oluşturulmasının üstünden yarım asırdan fazla bir zaman geçmiştir. Ancak bu uzun süreye karşın taşlar yerine oturmamıştır. Daim sorunlar listelenmekte, olumsuzluklar biriktirilmektedir. Bu sayede Türk plancılığının merkezi ve sektörel niteliği öncelik kazanmış ve merkezi planlama örgütüne önem verilmiş olsa da planlamanın önem ve katılım boyutlarındaki eksiklikler yüzünden tüm kamu yönetim sisteminin Devlet Planlama Teşkilatı (DPT)’na destek olacak biçimde düzenlenmesi, özellikle genel yönetimin taşra uzantılarında ve yerel yönetimler düzeyinde sistemin gerektirdiği nitelikte gerçekleştirilememiştir. Günümüzde plan algısı kavramsal düzeyden toplumsal ve kurumsal düzeye varıncaya değin sarsıntılarla yaşayıp gitmektedir. Plansızlık iyi bir şey değildir. Türkiye’nin de işine yaramaz. Dümensiz bir ülkenin hangi sofralara sunulacağı belirsiz olacaktır. Belirsizlik puslu hava yaratmaz mı? Bu yazı Kalkınma Bakanlığı öncesinde DPT’nin ahvalini ortaya koymak istemektedir.
Anahtar Kelimeler: Planlama, Türk Kamu Yönetimi, Devlet Planlama Teşkilatı
|