Joseph Conrad’ın en önemli yapıtı olan Heart of Darkness
(Karanlığın Yüreği) adlı eseri Afrika kıtasının emperyalist devletler
tarafından nasıl öğütüldüğünü konu edinir. Hikâyede, boy gösteren ana
karakterler Marlow ve Kurtz üzerinden emperyalizmin Afrikalı insanlara
uyguladığı vahşeti gözler önüne serer. Marlow ticaret gemisiyle geldiği
Kongo’da Kurtz karakterini ve Kurtz’un o topraklarda kurmuş olduğu
hükümdarlığı anlatır. Afrika Kıtası’na medeniyet getirdiğini söyleyen Avrupa
geride bir enkaz, yağmalanmış topraklar ve aç bir topluluk bırakır. Birçok
farklı yaklaşımla kitap okunabilir. Kitabın sömürgeciliği anlattığını, mitoloji
ile bağlantılı olduğunu, hatta Joseph Conrad’ın ırkçı bir yaklaşımla kıtayı
anlattığını söyleyebiliriz. Kitabı değerlendirirken hangi bakış açısını
seçerseniz seçin, çeşitli metaforlar, simgeler ve imgeler size yardımcı
olacaktır. Metaforlar içerisinde kitabın başlığında yer alacak kadar etkili olan
karanlık metaforu en etkili olanıdır. Her ne kadar kâbuslar siyah renkle
bağdaştırılsa da siyah adamın en büyük kâbusu beyazlardır. Afrikalı
insanların beyaz kâbusunu başlatan coğrafi keşifler, hammadde pazarı olan
Afrika Kıtasının en büyük düşmanıdır. Bu makale, kendi topraklarında kötü
şartlar altında hayatlarını sürdürmek zorunda kalan Afrikalıların beyaz
kâbuslarını fildişi ticareti, emperyalist devletlerin vahşice yağmaları ve beyaz
adamın sömürge yarışı temalarıyla açıklamaya çalışmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Metafor, karanlık, kâbus, siyah, fildişi.
|