Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) arasındaki ilişkiler çok boyutlu, karmaşık ve dinamik bir nitelik arz etmektedir. Türkiye’nin AB’ye tam üye olarak katılımının, her iki taraf için de kurumsal, siyasi, ekonomik ve kimlik temelli çok önemli etkileri olacaktır. Bu alanlardan bir tanesi de güvenlik kaynaklı meselelerdir. Türkiye ile AB arasındaki güvenlik temelli ilişkileri etkileyen çok sayıda faktör bulunmaktadır. Bu faktörler aynı zamanda AB’nin Türkiye’ye yönelik bir güvenlik algısı geliştirmesinin temel dinamiklerini oluşturmaktadır. Makale, Türkiye-AB ilişkilerinin güvenlik boyutunu şekillendiren çeşitli faktörler arasından uluslararası ilişkilerde sistemik değişikliklere yol açan üç önemli gelişmeye odaklanmaktadır. Bu üç önemli gelişme ya da kırılma anı; Soğuk Savaş’ın başlaması, Soğuk Savaş’ın bitimi ve 11 Eylül 2001’de ABD’ye karşı gerçekleştirilen terör saldırılarıdır. Bu üç önemli kırılma anını takip eden dönemlerin kendine has koşulları ve dinamikleri, Türkiye ve AB arasındaki güvenlik odaklı ilişkilerin şekillenmesinde bir çerçeve oluşturmuşlardır. Bir başka ifadeyle çalışma, Türkiye-AB ilişkilerinin güvenlik boyutunu, uluslararası ilişkiler açısından dönüm noktalarını ifade eden gelişmeleri esas alan üçlü bir dönem sınıflandırması yaparak analiz etmeyi amaçlamaktadır. Bu dönemler de sırasıyla şu şekilde adlandırılabilir: ‘Soğuk Savaş Dönemi’ (1945-1991); ‘Soğuk Savaşın Bitimi ile 11 Eylül 2001’de Amerika Birleşik Devletleri’ne Yönelik Terör Saldırıları Arası Dönem’ (1991-2001); ve son olarak da ‘11 Eylül 2001 Sonrası Dönem’. Soğuk Savaş döneminde ve 11 Eylül sonrası dönemde AB’nin Türkiye’ye yönelik güvenlik algısı pozitif yönde seyretmişken, 1990’lı yıllarda Türkiye ve AB’nin farklı güvenlik kavramsallaştırmalarına, farklı tehdit algılamalarına ve güvenlik yaklaşımlarına sahip olmaları, AB’nin Türkiye’ye yönelik güvenlik algısını negatif yönde etkilemiştir.
Anahtar Kelimeler: Avrupa Birliği, Türkiye, Güvenlik, Güvenlik Algısı, Soğuk Savaş, 11 Eylül
|